Berabere suistimal rapor et formunu doldurarak tekel yarattığını düşündüğün editörleri rapor edebilirsin. Ettiysen somut olarak sonucunu bizimle paylaş. Bu şekilde suçlamalarla hiçbir yere varılamaz.
DMOZ'da site listelenmesi hiçkimsenin hakkı değildir, sen sadece site önerebilirsin, bu kabul edilmedi diye ne editörü ne de DMOZ'u suçlayamaz/eleştiremezsin.
Teknik bir problem var ve giderilmeye çalışılıyor, DMOZ üzerinde herhangi bir emeğin ya da hakkın var mı ki siten eklenmedi ya da sistemde sorun var diye şikayet ediyorsun ? Böyle bir hakka editörler bile sahip değiller. Hiç bir editör kategorisinin sahibi değildir, kategori DMOZ'a aittir. Editörler DMOZ personeli de değildir, sana açıklama yapmak ya da ikna etmek zorunda hiç değildir.
Yazdıklarını okuyunca bu sistemin nasıl çalıştığını anlamadığını ya da anlamak istemediğini görüyorum.
Sana bir örnek vereceğim,
Istanbul trafiğinde :
Çok fazla araç var.
Sürücüler birbirine saygısız.
Sürekli kural ihlali yapılıyor.
Herkes 'benim önüm boş olsun ben beklemiyim de ne olursa olsun' düşüncesinde bencilce davranıp akışı daha da berbat hale getiriyor.
Sürücüler bilinçsiz ve dikkatsizler, kendi sorumluluklarını yeterince yerine getirmiyor, araç bakımlarını düzgün yapmıyor ve kazaya neden oluyorlar.
Burda:
Çok az editör var.
Herkes 'benim sitem listelensin' istiyor ama hiçkimse listeleme yönergelerini okumuyor.
3-5 sayfalık sitelerde imla kurallarına dikkat edilmiyor, içerik çoğunlukla kopya, kimse içerik amaçlı değil herkes rank peşinde koşuyor.
Öneri formunda 'reklam içeren kelime meta tag kullanmayın' yazdığı halde ısrarla abuk subuk kelime dizileri öneriliyor, bunu düzeltmeye çalışan editörler zamanını gereksiz yere harcıyorlar.
Dikkatsizlik yüzünden yanlış kategorilere defalarca önerilen siteler dolaşıma uğruyor, bu editörlerin zamanını gereksiz yere harcıyor.
Bu listeyi bir o kadar daha uzatabilirim ama gerek görmüyorum.
İki sistem arasındaki benzerlikler ne kadar fazla değil mi ? Hepsinde de asıl sorunun kaynağı bizleriz ama hiç kendimizde sorun aramayıp hepsinde de suçu başkalarına atıp çözümü onların üretmesini bekliyoruz.
Karanlığa küfredeceğine bir ışık yak, sen de editör olmayı dene, başvurun kabul edilmiyorsa neden kişisel algılıyorsun ? Vazgeçme ! Editör olanların nasıl siteler listelediklerine bak, cümle yapılarını/ifadelerini incele, bir bildikleri vardır, onlardan kopya çek, benzer şekilde başvur. Daha ne diyim ki ?
Hiçbir çaba sarfetmeyip, şikayet etmek hiçbir sorunu çözmez. Akışı benimsemek kendini bu akışın içinde hissetmek lazım.
DMOZ'da site listelenmesi hiçkimsenin hakkı değildir, sen sadece site önerebilirsin, bu kabul edilmedi diye ne editörü ne de DMOZ'u suçlayamaz/eleştiremezsin.
Teknik bir problem var ve giderilmeye çalışılıyor, DMOZ üzerinde herhangi bir emeğin ya da hakkın var mı ki siten eklenmedi ya da sistemde sorun var diye şikayet ediyorsun ? Böyle bir hakka editörler bile sahip değiller. Hiç bir editör kategorisinin sahibi değildir, kategori DMOZ'a aittir. Editörler DMOZ personeli de değildir, sana açıklama yapmak ya da ikna etmek zorunda hiç değildir.
Yazdıklarını okuyunca bu sistemin nasıl çalıştığını anlamadığını ya da anlamak istemediğini görüyorum.
Sana bir örnek vereceğim,
Istanbul trafiğinde :
Çok fazla araç var.
Sürücüler birbirine saygısız.
Sürekli kural ihlali yapılıyor.
Herkes 'benim önüm boş olsun ben beklemiyim de ne olursa olsun' düşüncesinde bencilce davranıp akışı daha da berbat hale getiriyor.
Sürücüler bilinçsiz ve dikkatsizler, kendi sorumluluklarını yeterince yerine getirmiyor, araç bakımlarını düzgün yapmıyor ve kazaya neden oluyorlar.
Burda:
Çok az editör var.
Herkes 'benim sitem listelensin' istiyor ama hiçkimse listeleme yönergelerini okumuyor.
3-5 sayfalık sitelerde imla kurallarına dikkat edilmiyor, içerik çoğunlukla kopya, kimse içerik amaçlı değil herkes rank peşinde koşuyor.
Öneri formunda 'reklam içeren kelime meta tag kullanmayın' yazdığı halde ısrarla abuk subuk kelime dizileri öneriliyor, bunu düzeltmeye çalışan editörler zamanını gereksiz yere harcıyorlar.
Dikkatsizlik yüzünden yanlış kategorilere defalarca önerilen siteler dolaşıma uğruyor, bu editörlerin zamanını gereksiz yere harcıyor.
Bu listeyi bir o kadar daha uzatabilirim ama gerek görmüyorum.
İki sistem arasındaki benzerlikler ne kadar fazla değil mi ? Hepsinde de asıl sorunun kaynağı bizleriz ama hiç kendimizde sorun aramayıp hepsinde de suçu başkalarına atıp çözümü onların üretmesini bekliyoruz.
Karanlığa küfredeceğine bir ışık yak, sen de editör olmayı dene, başvurun kabul edilmiyorsa neden kişisel algılıyorsun ? Vazgeçme ! Editör olanların nasıl siteler listelediklerine bak, cümle yapılarını/ifadelerini incele, bir bildikleri vardır, onlardan kopya çek, benzer şekilde başvur. Daha ne diyim ki ?
Hiçbir çaba sarfetmeyip, şikayet etmek hiçbir sorunu çözmez. Akışı benimsemek kendini bu akışın içinde hissetmek lazım.